Toksik pozitiflik yaşadığımız yüzyılda son derece popüler bir kavram. Peki toksik pozitiflik kavramı bize neyi anlatır?
Mutlu olmak ve iyi hissetmek genellikle olumlu ve sağlıklı duygulardır. Fakat bu durum, her zaman sürdürülebilir olamıyor. Çünkü hayatta her zaman olumlu ve güzel duygular yaşanmıyor ve üzüntü, efkâr ve olumsuz duygular da yaşamımızın bir parçası oluyor.
Toksik pozitiflik ise tam da bu noktada ortaya çıkıyor. Mutsuzluğu bastırma ve yok sayma ile ortaya çıkan, yanılsamalarla oluşan bir mutluluk halidir. Ayrıca hayatta her zaman zor anlar ve travmatik olaylar oluyor. Bu sebeple bunları görmezden gelme durumu toksik bir davranıştır.
Bu durumları yok saymak ve bastırmak, uzun vadede yalnızca ruhsal sağlığımıza zarar verir. Özellikle duygusal sorunlar baş gösterir. Çünkü duyguları yaşayarak ve deneyimleyerek mutluluğu ve mutsuzluğu şekillendiririz. Önemli olan mutsuz anlardaki duygularımızı yaşayarak o duyguları olgunlaştırmak ve mutluluk kavramının önemini benimsemektir.
Son dönemlerde özellikle sosyal medya bu durumun belirleyici olarak karşımıza çıkıyor. Çünkü sosyal medyada insanların yansıttığı kimlikler, gerçeklikle örtüşmüyor. Orada herkes mutlu, herkesin hayatı yolunda ve hiçbir olumsuzluk yok. Maruz kalan kişiler de ‘ne kadar sorunsuz bir hayat yaşıyor’ gibi çıkarımlarda bulunuyor. Halbuki, orada yaratılan kimlikler, daha fazla görünürlük sağlamak amacıyla güzel yaşamayı ön plana çıkaran bir özellik taşır.
Toksik pozitif insanlar, zorlayıcı durumlarda dahi ‘mutlu ol, aynı şeyi herkes yaşıyor’ gibi cümleler kurarlar. Mutsuzluk duygusunu görmezden gelirler. Bir insanın asla mutsuz olmaması gerektiğini, bunun bir zayıflık olduğunu belirtirler.
Gerçeklikten kopuk yaşarlar. Travmatik olayları görmezden gelerek veya yok sayarak ‘bu tür şeyler olabilir, bunda hiçbir olumsuzluk yok’ cümlelerini fazlaca kurarlar. Duygularına temas etmekten uzak durarak kendilerini zorlayıcı bir pozitifliğe yönlendirirler.
Çok sevdikleri birinin kaybı sonrasında ‘böyle şeyler olur’ yanıtını verirler. Etrafındaki insanlara ‘pozitif kalmayı dene’ söylemlerinde bulunurlar. Yas sürecini yaşamaya izin vermezler.
Toksik pozitiflik kendini farklı şekillerde gösterir. İş hayatında var olan probleme ‘olayları iyi tarafından görmeye çalış’, sosyal hayatındaki probleme ‘demek ki ….’ gibi çıkarımlarda bulunurlar.
Hayatta herkes her zaman mutlu olmaz, olamaz, olmak zorunda da değildir. Bu bir ütopyadır. Mutsuzluk da yaşamın bir parçasıdır. Tüm duyguları, zamanında doğru şekilde yaşamalıyız.