Sınav kaygısı, sınava girecek kişilerin sonuçta istedikleri notu alamayacaklarına dair duydukları endişedir. Sınavlarda bu kaygıyı yaşayan insanlar, yaşamayan insanlara göre daha başarısız olurlar. Çünkü stres ve endişe, kişilerin performanslarını ortaya koymalarına olumsuz etki eder.
Elbette kaygı dediğimizde bunu her zaman yarar sağlamayan olumsuz bir etken olarak görmek yanlıştır. Çünkü bir miktar kaygı, hayatta ilerlememizi ve birçok şeyi şansa bırakmamızın da önüne geçer. Bununla birlikte sınav kaygı kaygısında yaşanan durum ise oldukça yüksek miktardadır. Kişiler işlevselliğini etkilemesiyle birlikte sürdürülebilirliğin de önünde büyük bir engel oluşturur.
Sınava girecek insanlar “başaramayacağım, sınavım istediğim gibi geçmeyecek” tarzı düşünceler yaşıyor. Bu düşünceleri ise kontrol etmekte oldukça zorlanıyorlar. Bu düşünceler kişilerin odaklanmalarını, ders disiplinlerini ve özgüvenlerini baltalıyor. Eğer sizler de sınav kaygısıyla mücadele ediyorsanız bu durumun önüne geçmeniz kritik düzeyde önemlidir.
Sınav kaygısı insanların sınavla ilgili aşırı stresli hissetme halidir. Fakat bu yüksek endişeyi herkes aynı oranda yaşamaz. O halde neden bazı insanlar bu durumu oldukça fazla yaşarken, bazı insanlar bu durumu kontrol edebiliyor? Bu sorunun yanıtını birkaç maddede ele alalım.
Sınav kaygısının birçok sebebi olabilir. Hayattaki birçok faktör, sınava duyulan kaygıyı tetikler. Bu faktörler arasında ilk olarak Başarısız Olacağım Korkusu gelir. Başarısız olmaya karşı hassasiyeti olan insanlar, herhangi bir rekabet ortamında bu kaygıyı yaşarlar. Bu süreçte özgüvene yaslanan bir başarılı olacağım düşüncesinden ziyade acaba başarısız mı olacağım tedirginliğiyle hareket ederler.
Bu durumun ortaya çıkmasında etkisi olan diğer faktör ise Geçmişteki Başarısız Anılar olabilir. Eskiden sürekli başarısız olduğunu düşünen ve tekrar aynı şeyin yaşanacağına inanan insanlar bu durumu yaşar.
Sınav gibi rekabeti içeren ortamlarda endişe yaşayan insanların bunu yaşama sebeplerinden biri de Aile Tutumu diyebiliriz. Otoriter, baskıcı ve başarılı odaklı ebeveynler genellikle başarıyı kişilerin bireysel özelliklerinin üstünde tutma eğiliminde olurlar. Bu yüzden kişilerde sınavda başarısız olmaya karşı endişe duygu hissedilir.
Sınava girecek insanlar bazen oldukça tedirgin olabilir. Bu tedirginlik ise kendini fiziksel ve duygusal olarak kendini gösterir. Her birey bu durumu farklı yaşayabilir. Kimileri şiddetli karın ağrıları yaşarken, kimileri duygusal yemek yeme sorunlarıyla mücadele eder.
Sınav kaygısını fiziksel olarak yaşayan insanlarda terleme, kalp atışının hızlanması, bayılma durumu, ağız kuruluğu gibi reaksiyonlar görülür. Özellikle sınavın bilinmezliğine karşın baş ağrısı ve baş dönmesi gibi durumlar yaşayabilirler.
Sınav kaygısı yaşayan insanlarda yoğun bir endişe durumu vardır. Bu endişe ise bilinmezliğe karşı duyulan bir tür korkudur. Bu durum kişilerin mutsuz olmasına, umutsuzluk yaşamasına ve çaresiz hissetmesine yol açar. Uzun süreçte bu duyguları yaşamak kişilerin depresyon yaşamasına sebep olur.
Günümüzde sınavlar sonucunda belirlenecek kariyer yolculuğu insanlar için bu durumu daha önemli hale getiriyor. Bu durum ise kişilerin beklentilerini ve sınava yükledikleri anlamı daha da artıyor. Kaygı durumu ise bununla birlikte yükseliyor elbette. Peki sınav kaygısını azaltmanın yolları arasında neler var? Sınav kaygısı nasıl yenilir?
Sınav süreci, akademik çalışmanın yanında ruh salığımızı da dengelememiz gereken bir dönemdir. Bu iki durumun dengesi ise sağlıklı bir hayat anlamına gelir. Bu sağlıklı hayat ise çalışmanın yanında, fiziksel rutinler belirlemek, egzersizler yapmak, dengeli beslenmek demektir. Beraberinde sosyal ilişkilere, kişinin kendisine zaman ayırması gerekmektedir.
Şunu unutmamak gerekir; çok çalışan değil iyi çalışan yol alır. Bu sebeple çok çalışmak, kişinin kendisini ihmal etmesine sebep olabilir. Bunun yanında kendine iyi bakan, mutluluğuna ve ruh sağlığına iyi bakan birisi ise motivasyonu yüksek şekilde çalışır.
Ayrıca sınav öncesinde bu kaygıyı azaltmak için nefes egzersizleri yapmak oldukça yararlıdır. Bu durum beden ve zihin farkındalığı açısından büyük öneme sahiptir.