Geçmişi nasıl unuturum? Birçok insanın cevabını merak ettiği bir soru. Elimizde olsa, hepimizin zihnimizden silmek istediği anılar var, öyle değil mi? Belki hayatımızda önemli birinin kaybı, belki bir afet, belki aldatılma, belki de farklı kötü olaylar. Ve ne yaparsak yapalım, sanki o anılar beynimize kazınmış gibi sürekli bizi rahatsız eder.
Biz unutmaya çalıştıkça sanki daha fazla hatırlıyormuş gibi hissederiz. Her hatırladığımızda da acı çekeriz, o an nerede ne yapıyor olduğumuza bakmaksızın kendimizi kötü hissediyoruz. Peki neden sürekli geçmişi hatırlıyoruz? Şöyle düşün, gün içinde yapman gereken senin için çok önemli bir iş var ve onu gün içinde halletmen gerekiyor. Bu seni o gün içinde sürekli rahatsız eder değil mi, sürekli yapsam da kurtulsam dersin. Aslında geçmişi sürekli hatırlamak da buna benziyor. Hatırladığın o anıyla ilgili demek ki henüz bitmemiş, kendi içinde kapamadığın bir durum var. Bu yüzden de zihnin seni sürekli oraya yönlendiriyor.
Sen her ne kadar geçmişi nasıl unuturum diye sorup bunu hatırlamak istemesen de, dile getirmesen de, yok saysan da aslında hayatının o anılarının varlığını kabul etmeden, o açık kapıyı bir şekilde kapatamayacaksın. Biz genellikle geçmişle kazanamayacağımız bir savaşa giriyoruz. Diyoruz ki orada keşke bunu yapmasaydım, neden böyle davrandım, neden o insanı hayatıma aldım ki? Evet, geçmişe keşkelerinle yaklaşabilirsin ama sen bu keşkelerle aslında değiştiremeyeceğin anılarla mücadele ediyorsun. O savaşı kazanmaya çalışıyorsun. Ama bu yaptığın şey, geçmişte hissettiğin üzüntünü köpürtmekten başka hiçbir işe yaramayacak. Neden? Çünkü keşke ile kurduğun her cümle kendine yüklediğin farklı bir yükten başka hiçbir şey değil. O halde geçmişi geride bırakmak için ne yapabiliriz?
Öncelikle geçmişte her ne yaşadıysan, onu asla değiştiremeyeceksin. Bunu sıkça kendine hatırlatman gerekiyor. O anılarla çatışmaya girmek sana hiçbir şey kazandırmayacak. Yapman gereken şey, geçmişte ne yaşadıysan, onu olduğu gibi kabul etmek. Evet, unutmak için kendini zorladığın o olay yaşandı, ama sen şu an buradasın, bu videoyu izliyorsun ve bugün bu şekilde bir hayatın var. Eminim ki unutmak istediğin o anıları hatırlamak sana çok acı veriyor, çok üzülüyorsun, belki ağlıyorsun. Ama zaten ruhunu iyi gelecek şey de bu.
Bunu bir fay hattı gibi düşün, sen ne kadar içine atarsan, orası o kadar dolacak ve birikecek. Bu da her gün, hayatında artçı depremler şeklinde kendini gösterecek. Bu yüzden o fay hattını boşaltmaya ihtiyacın var. Çünkü oradaki duygusal yüklerin, seni bugünü yaşamaktan da uzaklaştırıyor. Geçmişi sürekli düşünmenin, sürekli gözlerinin önüne getirmenin sebebi bu. O duygusal yükleri atmak, geçmişini olduğu gibi kabul etmekle ilgili. Mesela bir eşyayı kaybettiğini düşün.
Diyelim ki çocukken çok sevdiğin bir oyuncağın vardı ve o oyuncak bir gün kayboldu. Önce üzülürsün, ararsın, bulamayınca kendini suçlarsın, neden dikkat etmedim diye düşünürsün. Ama bir süre sonra şunu fark edersin: O oyuncak artık yok ve ne yaparsan yap geri gelmeyecek. İlk başta bu gerçeği kabul etmek çok zor gelir, önce çok fazla üzülürsün. Onun yasını yaşarsın ve bir noktada hayatına devam edebilmek için o kaybı kabullenirsin. Geçmişteki unutmak istediğin anılardaki örüntü de bu şekilde.
Geçmişe takıldığın o anıyı zihnine kabul ettirmek senin çaba göstermenle ilgili. Önce yaşadığın şeyi sesli şekilde kendine söyle. Sonra bir daha söyle, bir daha söyle. Bunun farkına varıncaya kadar, bu yaşadığın şeyin gerçekten olduğunu kabul edinceye kadar söyle. Bu ilk başta seni üzecek, ama zamanla bunun sende yarattığı duygusal tahribat da azalacak.
Belki kendine söylemekten bile korktuğun o şeyi bir kağıda yazabilirsin. Ardından bunu sana nasıl hissettirdiğini yaz, duygularını olabildiğince fazla cümleyle açıkla. Senin için yok saydığın o anı zihninde tekrar işlem gördükçe, o fay hattı da zamanla boşalacak. Belki de geçmişi nasıl unuturum sorusunun cevabını uyguladığında alacaksın.
Geçmişe takılı kalmak dediğimde aklıma gelen bir diğer şey de kendimizi suçlamamız oluyor. Geçmişte yaşadığın ve sürekli aklına gelen o kötü anı her neyse, onun için kendini suçlamayı bırakman gerekiyor. Neden biliyor musun? Çünkü sen geçmişe bugünün penceresinden bakıyorsun. Evet, bugün olsa belki geçmişte yaptığın o kötü olaylar yaşanmayacaktı.
Ama geçmişte o anıyı yaşayan sen farklı bir insandın. Bakış açın farklıydı, duyguların farklıydı. Bu yüzden o anıyı geçmişin koşullarıyla değerlendirmen gerekiyor. Belki o zaman kontrol edemeyeceğin, senin elinde olmayan birçok değişken vardı. Kontrol edemeyeceğin, o zamanlar farkında olamayacağın şeyler yüzünden kendine yüklenmen yine kendine haksızlık etmen anlamına gelir.
Mesela bir bebek düşün, ağlıyor ve sen ona kızıyorsun. Tabii ki o bebek olduğu için, senin söylediklerini anlayamayacağı için ağlamaya devam edecek. Ama sen onun gözünden baktığında onun ağlamasını gayet doğal karşılarsın. Geçmişteki o kötü hatıralarını değerlendirirken de bu şekilde yaklaşman gerekiyor. Nasıl o bebeğe kızıp bağırmanın haksızlık olduğunu anlarsın, kendine de ü o dönem için kızmanın haksızlık olduğunu anlayacaksın.
Geçmişi nasıl unuturum diyorsan şu cümleleri hatırla lütfen: “Ben suçlu değilim-Herkes gibi ben de hata yapabilirim-Her insan gibi ben de yanlış tercihlerde bulunabilirim-Yaşadığım o kötü anı, tamamen benim kontrolümde değildi”.
Bu cümlelerle birlikte kendine şefkatle yaklaş, bunları her gün kendine tekrarla.
Kötü bir anıyı unutmanın bir diğer yolu da, o anıyı olumsuz duygusal yüklerinden yavaş yavaş ayırmaktır. Bu da, o anının bize öğrettiklerini anlamayı ve kabul etmeyi gerektirir. Anılarımızı kontrol etmeye çalışmak yerine, onların bize kattığı derslere odaklanarak yolumuza devam etmeliyiz.
Geçmişteki kötü anıları düşündüğümüzde genellikle onları kontrol etmeye çalışırız. Ancak burada kaçırdığımız önemli bir nokta var: geçmişin bize öğrettikleri. Eski anılar aklımıza geldiğinde bizi o kadar tetikleyebilir ki, bu durum bizde öfkeye yol açar. Bu öfkeyi hem kendimize yansıtırız hem de bu duyguyla geçmişe daha çok takılırız.
Oysa ki, geçmişteki problemlerin sana ne öğrettiğine odaklanarak yoluna devam etmen gerekir. Belki de o gün o yaşanmasaydı, bugün olduğun kişi olamayacaktın. Belki çok kötü bir deneyim oldu senin için, ama o günlerden öğrendiğin şeyler de var. Şu sorulara lütfen kendi içinde yanıt ver: “Yaşadığın o kötü olay sana ne öğretti?”, “Bu deneyim seni nasıl bir insan yaptı”.
Albert Ellis’in dediği gibi: ‘İnsanlar olaylardan değil, olaylara verdikleri anlamlardan etkilenirler.’ Bir sonraki videoda görüşmek üzere, kendine iyi bak!