Borderline Kişilik Bozukluğu, kişilerin ilişkilerinde ve davranışlarında tutarsız olduğu, duygularının sürekli değiştiği ve öfke patlamalarının olduğu bir rahatsızlıktır. Sınırda kişilik bozukluğu olarak da adlandırılır. Bu kavram ilk 1938 yılında psikanalist Adolph Stern tarafından tanımlanmıştır.
Bu rahatsızlık kişilerin günlük hayatlarında işlevsiz ve tutarsız davranmasına sebep olur. Erken erişkinlikte başlayan bu durum, kişilerin olumsuz benlik algısına, dürtüselliğe, öfke patlamalarına sebep olur.
Borderline kişilik bozukluğu kişilerin ani duygu değişimleri yaşamasına sebep olur. Bu nedenle kişilerde dürtüsel hareketler görülür. Örneğin kumar oynama, madde kullanımı gibi bağımlılıklara daha yatkın olurlar. Bu durumlar karşısında kendi kontrollerini sağlamakta da güçlük çekerler.
Sınırda kişilik bozukluğu olarak da adlandırılan borderline kişilik bozukluğu, genel nüfusun %2’sini etkilemektedir. Kadınlarda ise erkeklere oranla üç kat daha fazla görülür.
Borderline kişilik bozukluğu, kişilerin birçok alanda hayatını olumsuz etkiler. Meslek yaşamlarında ve özel hayatlarında bir denge kurmakta zorlanırlar. Özel hayatlarında ilişkilerini devam ettirmekte güçlük çekerler. Bu sebeple sık sık çökkünlük ve bunaltı yaşarlar.
Bu psikolojik rahatsızlığa sahip kişilerde yoğun bir terk edilme korkusu vardır. Terk edilme gerçek olsun ya da olmasın bunu algılayan kişiler, bu durumu engellemek için çırpınırlar. Ayrıca intihar girişimleri görülebilir. Bu durumun sadece %8-10’u intiharla sonuçlanır. Genellikle yapacakları şeylerin sonucunu düşünmeden hareket ederler. Bu durum dürtüselliklerinden ileri gelir.
Borderline kişilik bozukluğu olan kişilerde duygusal düzensizlik oldukça yoğundur. Bir anda sinirlenebilirler veya üzülebilirler. Birini övdükten sonra tekrar eleştirebilirler. İçlerinde bir boşluk hissi vardır, aidiyet hissetmekte zorlanırlar. Bu durum sürdürülebilirliklerini etkiler.
Borderline Kişiliğe sahip insanların düşünme biçiminde sorunlar görülür. Dolayısıyla gerçeklikten kopabilir, paranoyak düşüncelere sahip olabilirler. Dolayısıyla öfke nöbeti geçirirler. Öfke nöbetlerini terk edilme korkuları da tetikler.
Borderline Kişilik Bozukluğunun belirtileri kişiden kişiye değişir. Dolayısıyla bu belirtilerin ortaya çıkması herkeste aynı olmaz. Bazı insanlarda öfke yoğunken, bazı insanlar ilişki sorunları, bazılarında ise duygu durum değişimi baskın görülebilir.
Bu psikolojik rahatsızlığın nedeni tam olarak bilinmese de ruh sağlığı çalışanları bu durumun birçok faktörün etkisiyle ortaya çıktığına inanır. Dolayısıyla tek bir nedene bağlı olmaksızın bunun nedeni açıklamak oldukça önemlidir. Bunlar genetik, çevresel ve çeşitli risk faktörleridir.
Genetik faktörlere bakıldığında ailede ya da birinci derece akrabalarda bu rahatsızlığın görülme olasılığı yüksektir.
Çevresel faktörlerin borderline kişilik bozukluğu üzerindeki etkisi önemlidir. Çünkü bu bireylerin eski dönem yaşantılarında cinsel istismar, terk ediliş, aşağılanma veya şiddet görme gibi travma yaratan durumlar görülebilir. Ayrıca duygusal ihtiyaçları ailesi tarafından yok sayılan insanlar bu noktada birçok duygunun yoksunluğunu yaşarlar. Bu nedenle terk edilme, öfke, boşluk hissi gibi durumlar görülebilir. Dolayısıyla ebeveyn ilişkilerinde travmative yaşantıya sahip olabilirler.
Bu psikolojik rahatsızlık, genellikle tek başına görülmemekle birlikte birçok rahatsızlığı beraberinde taşır. Bunlar arasında şunlar görülebilir;
-Yaygın Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu
-Madde Kötüye Kullanım Sorunları
-Depresyon
-Bipolar Bozukluk
Sınırda Kişilik Bozukluğu olarak da ifade edilen Borderline KB, uzun vadede ilaç tedavisi ve psikoterapiye ihtiyaç duyar. Çünkü boderline örüntülerine sahip insanların boşluk hisleri oldukça derindeki duygusal ihtiyaçlarından ve travmalarından kaynaklanır. Bu sebeple terapide, kişilerin eski yaşam olayları ele alınmalıdır.
Bunun yanında Sınırda kişilerde düşünce hatalarının (buraya tıklayabilirsiniz) yoğunluğu oldukça fazladır. Bu düşünceleri ve inançları kırmak zaman alır. Genellikle işlevselliklerini yükseltmek amacıyla ilaç kullanımından da yararlanılarak psikoterapi seanslarının devamlılığından faydalanılmaktadır.
