Blog Ayrıntıları

Yalnızlık Duygusu Yaşıyorsan Bu 7 İpucuyu Hatırla

Yalnızlık duygusu ile çok fazla karşılaşıyoruz değil mi? Bu metni yalnız hissettiğinde açıp birkaç şeyi tekrar hatırlaman için yazıyorum. Çünkü muhtemelen, şuan bu metindeysen bu duyguyu çok fazla hissediyorsun. Belki ondan kaçmaya çalışıyorsun, belki hayatın sana adil davranmadığını düşünüp sinirleniyorsun, belki kaygılanıyorsun.

Eğer durum böyleyse sana hatırlaman gereken, gözden kaçırdığını düşündüğüm birkaç şey sıralayacağım.

“Bu videoda amacım yalnızlık hissinden kurtulmaktan ziyade, bu hissin seni yormasına izin vermemek”.

1 —Yalnızlık Duygusu Bir Eksiklik Sonucu Değildir

İlk olarak yalnızlık bir eksiklik değil, bir şeylerin sende eksik olduğu için hissettiğin bir duygu değil. Hayatın belli dönemlerinde herkesin yaşadığı, insan olmanın doğal bir parçası. Bu duygu seni tanımlamaz, senden de bir şey eksiltmez. Özellikle yalnızlık duygusunu hisseden insanlarda şunu çok fazla görüyorum: Kendilerine karşı acımasızca bir eleştirileri oluyor. “Ben eziğim-kim benimle neden konuşsun ki arkadaş olsun” gibi çok fazla kendilerine yönelik hakaretleri oluyor. Dolayısıyla da kendilerine saygılarını da kaybediyorlar. Ama bu duygu herkesin zaman zaman yaşadığı bir duygu. Çevresi çok kalabalık insanların da içlerinde hissettiği bir duygu. Dolayısıyla bu duyguyu yaşıyorsanız bir klinik psikolog olarak şunu söyleyebilirim ki sizde eksik olan hiçbir şey yok.

2 — Yalnızlık Duygusu Geçici

İkinci olarak bu duygunun geçici olduğunu unutmamamız gerekiyor. Belki şu an bu duygu güçlü geliyor olabilir, sabah uyandığınızdan andan itibaren uyumaya geçene kadar devam ediyor olabilir, hatta hiç bitmeyecekmiş gibi durabilir. Ama hiçbir duygu sürekli kalmaz. Yalnızlık da öyle. Bazen derinleşir, bazen hafifler, bazen neredeyse yok olur. Bu yüzden duyguların gelip geçici olduğunu hatırlamak, onun karşısında kendinizi daha güvende hissetmeni sağlar. Yalnızlık duygusu da böyle, kalıcı olmayacak. Hayatınızın belki şu döneminde yaşadığınız bir olay bunu tetiklemiş olabilir; ama bu kalıcı olmayacak.

3 — Utanılacak Bir Şey Değil

Üçüncü olarak hissettiğin şey utanılacak bir şey değil ve yalnız hissetmek seni zayıf yapmaz. Yalnızlık hisseden birçok insan bu duygudan utanıyor. Çünkü bunun kendini zayıf ve diğer insanlardan eksik-diğer insanlara göre sevgiye layık olmayan biri yaptığına inanır. Bu yüzden de asla bu duygu hakkında etrafında kim varsa onunla konuşmamayı tercih eder. Belki bunu da yaşıyor olabilirsin. Kimseye anlatamadığın için daha yalnız hissediyorsundur, ki hissetmen de çok normal. Ama şunu bilmen gerekiyor: bu duygu, düşündüğünden çok daha yaygın. İnsanların büyük çoğunluğu bunu senin hissettiğin şekilde yaşıyor ve yine belki dile getirmiyor. O yüzden bundan utanmadan birileriyle bu duyguyu konuşmaya çalışmanı öneririm. Bunu yaptığın taktirde bu bile başlı başına sana çok iyi hissettirecek göreceksin.

4 — Gerçeği Daha Olumsuz Değerlendiriyorsun

Dördüncü olarak yalnız hissettiğinde zihin genellikle abartma eğiliminde olur. Yani bu duygunun içindeyken aklına gelen çoğu düşünce gerçeğin tam kendisi değildir. Mesela “Kimse beni anlamıyor”, “Kimseye yük olmak istemem”, “Benimle gerçekten ilgilenen yok” gibi düşüncelerin varsa, bu gerçeği yansıtmıyor olabilir. Çünkü bu duyguyla birlikte zihnin de her şeyi daha karanlık daha umutsuz görmeye başlar. Bu yüzden aklından geçen her düşünceyi olduğu gibi kabul etmek zorunda değilsin. Şunu da ekleyeyim: bu durumu yalnızca yalnızlık hissiyle kaldığında yaşamazsın. Genel olarak duygular yoğunlaştığında, zihnin de kendi senaryosunu yazmaya başlar. Bu senaryoda da çoğu zaman en kötü ihtimaller öne çıkar, eksik parçalar doldurulur, anlam verilemeyen yerler karanlık tarafla tamamlanır. O yüzden aslında duygularının en yoğun olduğu zamanlarda önemli kararlar vermemeye çalışmak her zaman daha doğrudur.

5 — Duygularını Ne Besliyor, İyi Düşün

Beşinci olarak, duygularını besleyen şeylere dikkat et. Yalnızlık hissi, genellikle kendini onaylayan bir döngü yaratma eğilimindedir. Bu duygunun içindeyken, ruh halimizle uyumlu, daha hüzünlü ve “arabesk” şarkılar dinlemek, duygularımızı daha da derinleştiren filmler izlemek veya karanlık bir ambiyansta kalmak isteriz. Bu, duyguyu dışarı atma yöntemi gibi görünse de aslında onu besler ve içinde bulunduğumuz durumu daha da ağırlaştırır. Zaten zor olan bir duyguyla baş etmeye çalışırken, bir de üzerine bu duyguyu güçlendirecek şeyler eklemek, bizi daha dibe çeker. Bu nedenle, böyle bir dönemdeysen, seçimlerinin farkında ol. Dinlediğin müziği, izlediğin içeriği veya zaman geçirdiğin ortamı bilinçli olarak biraz daha hafifletecek, enerjini yükseltecek seçeneklere yönelmeyi dene. Bu, durumu görmezden gelmek değil, kendine şefkat göstermek ve duygusal döngüyü kırmak için atılmış bir adımdır.

6 — En İyi Arkadaşın Sensin

Altıncı olarak, biz genellikle yalnızlık hissini yalnız olmamakla veya daha derin bağlar kurarak geçirebileceğimiz düşünürüz. Ama en önemli noktalardan biri de kendi en iyi arkadaşın olmayı öğrenmektir. Dış dünyadaki bağlantılar önemli olsa da, asıl kalıcı ilişki kendinle olan ilişkindir. Yalnızlık hissettiğinde, kendinle nasıl vakit geçirdiğine bir bak. Sürekli kendini eleştirerek mi, yoksa şefkatle ve anlayışla mı yaklaşıyorsun? Veya kendinle kaliteli zaman geçiriyor musun mesela? Bu, sevdiğin bir hobiye zaman ayırmak olabilir, kendine lezzetli ve sağlıklı bir yemek hazırlamak olabilir, doğada yalnız bir yürüyüş yapmak veya ilgini çeken yeni bir beceri öğrenmek olabilir. Yani kendinle temasını biraz daha arttırman gerekiyor. Kendine yabancı gibi hissettiğin sürece, yalnızlık hissi hep güçlü kalır. Bu kapsamda yalnızlık hissini bi gelişme süreci olarak da değerlendirebiliriz.

7 — Bir Bağın ve Bağlantının Parçası Ol

Yedinci ve son olarak, yalnızlık duygusunun hafiflemesi için bir grubun, bir topluluğun parçası olmak ve orada anlamlı bir bağ kurmak hayatımızda çok önemli bir yer tutar. İnsan, doğası gereği sosyal bir varlıktır. Ve aidiyet hissettiği bir topluluğun içinde, kendini güvende ve bağlı hisseder.

Ancak buradaki kritik nokta, sırf “yalnız kalmamak” için herhangi bir gruba dahil olmak değil, değerlerinize, ilgi alanlarınıza veya inançlarınıza uygun bir topluluk bulmaktır. Kalabalık içinde de yalnız hissedebilirsiniz. Önemli olan, sizin “orada” olmaktan keyif aldığınız, kendinizi ifade edebildiğiniz ve karşılıklı bir değer gördüğünüz bir yer edinmektir.

Bu topluluk fiziksel de olabilir, dijital de. Örneğin:

  • Örneğin kitap kulübü, fotoğrafçılık yürüyüşleri, seramik atölyesi gibi bir hobi grubuna katılmak olabilir,
  • Gönüllü bir çalışmada yer almak olabilir; hayvan barınağı, çevre temizliği, bir vakıfta gönüllü çalışmak gibi.
  • Veya spor salonunda aynı saatlerde gittiğiniz insanlarla selamlaşmaktan öte bir kahve içmek,
  • Bir online kursa katılıp aynı hedefe yönelen insanlarla fikir alışverişi yapmak,
  • İlham aldığınız bir konuda bir toplulukta (bir forumda veya sosyal medya grubunda) aktif olmak.

Yani buradaki amaç, kendinizi bir bütünün parçası hissetmek ve “ben de buradayım” diyebileceğiniz bir alan yaratmaktır. Bu bağlar, ilk etapta çok derin olmasa bile, size dünyayla olan bağlantınızı hatırlatır ve yalnızlık hissinin size söylediği “tek başınasın” mesajını zayıflatır. O toplulukta var olmak, kök salmaya başlamak, yalnızlık duygusunun ağırlığını dengeleyen en güçlü unsurlardan biridir.

SON

Umarım bu hatırlatıcılar, yalnızlık duygusu ve bunun seni yıpratmasına izin vermemek konusunda bir miktar da olsa yardımcı olur. Ve Unutma, yalnızlık duygusu hissetmek seni zayıf veya eksik yapmaz; sadece çok insani bir deneyim yaşadığını gösterir. Kendine şefkatle ve sabırla yaklaş.

Umarım her şey senin için güzel olur.

Bizi sosyal medyada takip edin:
YouTube | Instagram | Spotify | WhatsApp TikTok