Blog Ayrıntıları

Öz Güven Nasıl Gelişir? | Öz Güveni Arttırmak İçin 4 İpucu!

Eğer sen de öz güven eksikliği yaşıyorsan, birazdan bahsedeceklerim belki hayatında bu sorunu çözmek için sana yol gösterici olabilir. Ama öncelikle özgüvenin ne olduğunu biraz tanımlayalım. Öz güven, kişinin kendine, yeteneklerine yani kendi potansiyeline inanmasıdır aslında. “Ben başaramam, bunu yapamam, hayallerimi gerçekleştiremem” gibi cümleleri kuruyorsan, kendi potansiyeline de güvenmiyorsun demektir. Fakat şunu bilmen çok önemli: özgüven doğuştan gelen bir özellik değildir ve zamanla zedelenmiş almış olabilir. Öz güvenin kırılmasında aslında birçok şey etkili olabiliyor.

Özellikle etrafında seni sürekli yargılayan, sana sürekli hata yaptığını söyleyen kimseler bu duruma sebep olmuş olabilir. Zorbalığa uğramış olabilirsin, belki de bir öğretmeninin travmatik şekilde bir davranışına maruz kalmış olabilirsin. Tüm bunlar da senin kendine olan güvenini zedelemiş olabilir. Veya belki de daha farklı bir travman var ve o senin kendi yeteneklerini-potansiyeli ortaya koymanda sana engel oluyor. Sana şimdi bahsedeceğim maddeleri dinleyip, bunları hayatında uygularsan, sen de öz güvenini geri kazanabilir-kendini geliştirebilir ve olmak istediğin o insana dönüşebilirsin.

1-Öz Güveni Arttırmak İçin Yanlış Düşüncelerini Fark Et

Öncelikle öz güven, biraz önce bahsettiğim gibi dış etkenlerden çok fazla etkilenir. Mesela bir arkadaş grubun var diyelim, onlarla buluştunuz ve sohbet ediyorsunuz. Ama içlerinden birisi seni sürekli söylediklerin üzerinden yargılıyor, seni komik duruma düşürmeye çalışıyor. Bu durumda genelde o gruptan dışlanmamak için sessiz kalıyor olabilirsin, ama içten içe de kendine öfkeleniyorsun belki: Ben neden buna sessiz kalıyorum, neden bu şekilde yargılanıyorum gibi.

Ama bir süre sonra o arkadaşının seni yargılamasını haklı buluyorsun. Söylediklerinin, seni sürekli gülünç duruma düşürdüğüne dair bir kanıya varıyorsun. Böylece ne oluyor? Zihnine şöyle bir kod yerleşiyor: “konuştuğumda gülünç duruma düşüyorum, o zaman daha az konuşmalıyım-daha pasif kalmalıyım ki insanlar bana gülmesin ve daha çok saygı duysun”. Zihninde yaşadığın, öz güvenini düşüren durum da tam olarak bu. Bunun yerine seni eleştiren o arkadaşından uzak dur.

Bunu her kim yapıyorsa, seni eleştiren, yargılayan o insanlardan uzak durmadığında bu kod daha da güçlü şekilde hafızana kazıyor ve seni günden güne değiştiriyor. Daha da içe kapanık bir insan oluyorsun. Daha az iletişim kurmayı tercih ediyorsun.

Ama aslında bu senin isteyerek yaptığın bir davranış değil. Tam aksine sen insanlarla konuşmak istiyorsun, onlarla bir şeyler paylaşmak istiyorsun. Sen burada ne yaptın aslında: Bu kodu sadece o arkadaşınla olduğunda kullanmak için edindin. O arkadaş ortamında daha güçlü görünmek için bu düşünceye sarıldın. Ama bu belki de hayatının her alanına yayıldı. Öz güveni düşüren, öz güvensizliği besleyen nokta da tam olarak burada başlıyor. Bu şekilde hayatta yakaladığımız ve bizi güçlü hissettireceğine inandığımız düşüncelere sarılıyoruz.

Bu düşüncelerin bir sığınak olduğuna inanıyoruz ve zamanla genişletiyoruz orayı. Sığınaklarımız büyüdükçe de dışarıdaki alanımız zamanla azalıyor. Çünkü o sığınakta yargılanmıyoruz-eleştirilmiyoruz-gülünç duruma düşmüyoruz. Güvende hissediyoruz. Baktığımızda bu sığınak kulağa harika gelse de bu bizim dışarıdaki dünyadan soyutlanmamıza sebep oluyor, zamanla o sosyal becerileri de kaybediyoruz. Bu yüzden seni herhangi bir söyleminle eleştiren o insanları hayatından çıkar, eğer bunu yapamıyorsan da arana belli ölçüde sınırlar koyman, öz güvenini tekrar kazanmanda sana yardımcı olacak.

2-Adım Adım İlerle ve Öz Güvenini Geliştir

İkinci olarak eğer kulenin en tepesine ulaşmak istiyorsan o basamakları tek tek çıkmalısın. Çünkü ikişerli adımlar attığında, yarı yolda kalabilirsin. Yani eğer yeniden öz güven inşa etmek istiyorsan, bir anda büyük adımlar atarak onu geri kazanamazsın. Dolayısıyla bunu küçük adımlarla inşa etmelisin. Diyelim insanlarla konuşurken onlarla göz teması kuramıyorsun ve sürekli yere ya da başka bir yere bakıyorsun. Öncelikle bunu her insanda değil de seni yargılamayacağını düşündüğün biriyle yap. Onunla konuşurken göz teması kur.

Daha sonra ikinci bir insanla bunu gerçekleştir ve bu alanı yavaşça genişlet. Ardından göz teması kurduğun süreyi artır.  Veya kalabalık bir yerdesin ve insanların dikkatini çekmemek için köşede bir yerde bekliyorsun-insanların arasına karışamıyorsun. Burada sana hemen o kalabalığın içine karışıp sosyalleşmelisin demiyorum ama birine merhaba diyebilirsin, onunla göz teması kurup onu tanıyabilirsin. Merhabalaşmak için elini sıkabilirsin. Böylece zihninde dönüp duran o “insanlarla konuşursam komik duruma düşerim, rezil olurum” düşüncesinin de gerçekçi olmadığını kendine kanıtlamış olursun.

Mesela önünde yeni bir iş fırsatı var ama sen çalıştığın yerdeki insanları tanıdığın için-orada yargılanmadığın için bu fırsatı tepiyorsun. Çünkü yeni bir iş yerine geçersen, seni tanımayan insanların seni kabul etmeyeceğini, seninle dalga geçeceğini düşünüyorsun. Bunun için de öncelikle var olan işinde yeni bir at. Daha önce denemediğin bir görevi üstlen mesela. Var olduğun yerdeki alanını genişlet. Bu sana hem bir şeyleri başarabildiğini hem de hata yapsan dahi komik bir duruma düşmeyeceğini kanıtlayacak.

Sadece bu tarz küçük adımlarla o düşüncelerin seni hapsettiği alanı genişletebilirsin. Bu senin öz güven kazanmanda büyük rol oynayacak.

3-Kendini Diğer İnsanlarla Kıyaslayarak Kendini Eleştirme

Bir insanın öz güvenini en çok düşüren sebeplerden biri kendini başkalarıyla kıyaslaması oluyor. Mesela bir iş arkadaşın var ve onun ne kadar hızlı bir şekilde o işi bitirdiğini görüyorsun. Ve kendine şunu söylüyorsun “ben başarılı biri değilim, o benden çok çok daha başarılı”. Veya bir arkadaşının sosyal yönü çok kuvvetli, herkesle arası iyi, insanlar sürekli onu bir yerlere davet ediyor ve sen “ben onun kadar sevilen biri değilim, o varken beni neden sevsinler ki” gibi bir düşünceye kapılıyorsun. Burada ne yapmış oluyorsun aslında? Kendini diğer insanlarla haksız bir rekabet içine sürüklüyorsun ve kendini eleştiriyorsun. Senden daha hızlı işi bitiren o arkadaşının belki hayatta her şeyi yolunda gidiyor ve senin mücadele etmen gereken birçok şey var.

Veya belki sosyal yönü kuvvetli olan o arkadaşının akademik başarısı seninki kadar iyi değil ve yalnızca sosyal yönü kuvvetli. Yani kendini bu haksız rekabetlere sürükleyerek kendi öz güvenini daha da yaralıyorsun. Çünkü sürekli kendini eleştiriyorsun. Sürekli başkalarının en iyi yönleriyle senin daha zayıf olan yönlerini aynı teraziye koyuyorsun. Sonunda ne oluyor? Elbette başkalarının hayatta başarılı olduğu yönleri üzerinden kendini zayıf-beceriksiz-yetersiz gibi görüyorsun.

Yapman gereken şeyse, kendini acımasızca eleştirmemen, kendine nazik davranman. Her insan bir tanedir, hepimizin kendine has iyi olduğu, daha zayıf olduğu alanlar var. Bunu bilmek-bunu kabul etmek çok önemli. Zayıf olduğumuz alanlarda ne yaparız, kendimizi geliştirmeye çalışırız, daha iyisini yapmaya çalışırız. Ama bunu, kendimizi başkalarıyla kıyaslayarak yaptığımızda da yol alamayız. Bu biraz şuna benziyor: diyelim basketbol oynuyorsun, ama kendini dünyaca ünlü bir basketbolcuyla kıyaslıyorsun. Tabii ki kendini onunla kıyaslarsan kötü hissedersin, bu senin ilerlemeye dair hevesini de etkiler. Bu yüzden kendi özelliklerini, güçlü ve zayıf yönlerini kendi içinde tart, kendi içinde biçimlendir. Böylelikle kendini eleştirmekten de kurtulacaksın ve kendini sürekli zayıf biri değil de zayıf yönlerini inşa etmeye çalışan biri olarak göreceksin.

4-Kendine Meydan Oku ve Konfor Alanından Çık

Biraz önce anlattığım gibi o zihinsel kodlarla kendini bir alana sıkıştırıyorsun ve orada kendini güvende hissediyorsun. Fakat bu sana yeni hiçbir şey katmıyor, sadece biraz daha bu düşüncelerden uzak kalabiliyorsun. Kısa vadede yararlı gibi dursa da uzun vadede bu durum senin hayat kaliteni düşürüyor aslında. O yüzden kendine bu sınırları aşmak için bir rota belirle. Kendine meydan oku.

Mesela denemek istediğin bir spor dalı var diyelim, ama bunu yapmak sana korkutucu geliyor. Çünkü orada insanların, zihinlerinde seninle ilgili olumsuz şeyler döneceğini düşünüyorsun. Fakat, eğer bulunduğun noktada kalırsan, seni cezbeden o şeyi belki hiç yapamayacaksın. Bu yüzden lütfen şu anda zihninden şuna yanıt ver; yapmayı çok isteyip de kaygılarından dolayı ertelediğin neler var hayatta? Neleri hep öz güven kırıklığından dolayı erteledin? Neleri yapsan aslında seni çok mutlu eder?

Bunları düşün ve zorluk derecesine göre sırala. Önce seni en az kaygılandıran şeyi hayata geçir. Göreceksin ki hayal ettiğin gibi bir sonuç olmayacak. Ardından seni biraz daha fazla kaygılandıran bir şeyi yap. Zaman geçtikçe göreceksin ki; aslında seni kaygılandıran her neyse onları birer birer yapmışsın-hepsini hayata geçirmişsin. Kendine her meydan okumanda zihnine kazınan-seni kaygılandıran o düşüncelerin zincirleri kırılacak.

 

Ufak Bir Dipnot:

Eğer sen bunları yapmazsan, kimse senin elinden tutup bunları sana yaptıramaz. Eğer sen kendine inanmazsan, kimse de sana inanamaz. Ve eğer sen kendi potansiyeline güvenmezsen, hiç kimse o potansiyeli açığa çıkarmaya çalışmaz.

 

“Özgüven, büyük başarıların ilk şartıdır.”

-Samuel Johnson