Blog Ayrıntıları

Neden Beni Sevmeyen Birinden Ayrılamıyorum?

Beni sevmeyen birinden ayrılamıyorum, 0 insanın bana zarar verdiğini biliyorum, o insanın beni sevmediğini biliyorum, o insanın bana değer vermediğini, beni olduğum gibi kabul etmediğini biliyorum. Ama buna rağmen ondan ayrılamıyorum”. Bu cümleler, ilişkide zarar gördüğünün farkında olan ama o ilişkiyi bitiremeyen insanların kurduğu cümlelerden birkaçı.

1.İlişkide Zarar Görmek Ama Ayrılamamak

Belki sen de yukarıdaki cümleleri kuruyorsun. Bir ilişki içerisindesin, yeterince sevilmiyorsun, değer görmüyorsun, gösterdiğin sevgiyi karşı taraftan alamıyorsun, ama yine de o ilişkiden çıkmakta zorluk yaşıyorsun.

Daha sonra da “Neden bu hep benim başıma geliyor, neden ben böyleyim” diye belki de sürekli kendine kızıyorsun. Ama bu noktada şunu bilmen çok önemli; ilişki iki tarafın da birbirine yatırım yapmasıyla ilerleyen bir dinamiktir. Mesela bir bebek düşün, o bebeğin gelişimi için anne ve babaya ihtiyacı vardır. Anne eksik olduğunda ondan alacağı o duygu depoları boş kalır. Veya baba eksik olduğunda ondan alacağı güven, güvenli alan kısmı boş kalır.İlişki de buna benzer.

İki taraflı büyür. Ama sürekli hayal kırıklıklarıyla noktalanan, sana zarar veren insanları bulduğunda o an bunun farkında olmuyorsun. O ilişkinin tek taraflılığını göremiyorsun. Çünkü aslında sen bunu bilerek yapmıyorsun, sürekli aynı insanları, yani senin için yanlış olan insanları hayatına alarak aynı hayal kırıklıklarını yaşamanın sebebi bilinçaltındaki dinamikler. O anda duyguların sana şu an yaşadığın şeye, yani bu ilişkiye tutunman gerektiğini söylüyor. Çünkü buna ihtiyacı var ve o boş kalan duygu deposunu doldurmaya çalışıyor. Peki neden duyguların sana o ilişkide kalman gerektiğini söylüyor, bunu biraz açalım istiyorum.

2. Bağlanma Biçimlerimizin Kökeni

Neden beni sevmeyen birinden ayrılamıyorum problemi, birçok noktada bağ kavramını sorgulamaya da bizi iter. Bizler bağ kurmayı en temelde ebeveynlerimizden öğreniyoruz. Mesela bir hata yaptığında sürekli seni eleştiren bir ebeveyne sahip oldun diyelim. Bu tavırlarla büyümek seni sosyal olarak güçsüz hissettirebiliriz ve diğer insanlarla özgüvensiz ilişkiler geliştirmene sebep olabilir. Veya seni sürekli göz önünden ayırmayan, üzerine fazla titreyen ve kendi alanının oluşmasına izin vermeyen ebeveynlerin, senin özgürce karar alma mekanizmanın gelişmemesine sebep olabilir. Dolayısıyla kendi sosyal ortamındaki insanlarla korumacı bir ilişki kurabilirsin ve bu kez o korumacı ebeveyn rolünü sen üstlenebilirsin.

3.Bilinçaltının Rolü: Neden Hep Aynı Kişileri Seçiyoruz?

Aslında ilişkilerde yaşadığın şey de biraz bununla ilgili. Ebeveynlerinle kurduğun bu ilişkilerde, sana gösterilen duygular, senin duygu depolarını yeterince doldurmadığında bunu sen diğer insanlarla doldurmaya çalışırsın. Bunu yaparken de kurduğun ilişkilerde, karşındaki insanı ebeveynleştiriyorsun.

Annenden-babandan alamadığın o duyguları partnerinden almaya çalışıyorsun. Her zaman seni sevmeyen insanlarla ilişki kurmanın sebebi bu. Diyelim büyürken ailenin sözünü dinlemediğin için sana daha az sevgi gösteren bir annen-baban oldu. Küçük yaşlarda bu bilinçaltına şu şekilde işledi; gözlerimi açtığımda ilk gördüğüm ve hep yanımda olacak ebeveynlerim bile bazen benden sevgisini çekiyor, onlar bile bunu yapabiliyor-demek ki bunu herkes yapabilir.

Dolayısıyla ne oluyor? Hayatına aldığın insanlarla da bu duygu eksikliğini gidermeye çalışıyorsun. Hayatına aldığın insanları bilinçaltında ebeveyn yerine koyuyorsun. O sorunu çözmeye çalışıyorsun.

4.O Beni Sevmiyor Ama Küçük Jestleri Bile Beni Çok Mutlu Ediyor

Eğer bu tarz bir ilişkiler yaşıyorsan şu soruya da yanıt arıyor olabilirsin: aslında bana karşı tavırları, beni çok sevdiğini göstermiyor ama onun yaptığı en ufacık bir şeyden bile çok fazla mutlu oluyorum. Bu benim ona aşık olduğumu göstermez mi?  Aslında romantik bir çerçeveden baktığında bir aşığın yaptığı davranış değil mi, ama onun sana verdiği ufak sevgi kırıntıları, senin için çok çok değerli oluyor. Biraz önce karşındaki insanı ebeveynleştirdiğinden bahsetmiştim.

Gerçek annen-babandan alamadığın o hediyeleri, o sevgiyi o insanda gördüğün için sana bu kadar büyüleyici geliyor. Yani sen aslında o insana değil, o insanın senin duygu depolarını doldurmasına hayransın, bu boşluğu beslemesine aşıksın. Bağımlı ilişki dediğimiz şey de bu şekilde oluyor. Bu yüzden o insandan ayrılmaktan, onu terk etmekten korkuyorsun.

Bu sefer en ufak bir sevgi göstergesine dahi çekiliyorsun. Çünkü o sevgi duygusuna karşı açlığın var. Nasıl karnın acıktığında veya çok fazla susadığında bu ihtiyaçlarını gidermekten başka bir şey düşünemiyorsan, sevgiye aç olduğunda da o boşluğu gidermekten başka bir şey düşünemiyorsun. Karşındaki insan sana zarar verse dahi onunla kalmayı tercih ediyorsun; çünkü ebeveynlerinle de ilişkin böyleydi, bazen sevgi gösterir bazen de o sevgiyi göstermezlerdi. Ama ne olursa olsun yine de her zaman senin için geri döndüğün o limandı. Yani ebeveynlerin güvenli alanındı.

Bu yüzden bir insan ne kadar sana kötü davransa da onu bir güvenli liman olarak görmeye başlıyorsun. Ne yaparsa yapsın, seni ne kadar az severse sevsin şu cümleleri kuruyorsun: “En azından yanımda, en azından onu tanıyorum, beni asla bırakmayacağını biliyorum, zaten herkesin kötü yönlerini olabilir, yeni insanlardan çok daha kötü tavırlar görebilirim”. Ama bu cümleler her ne kadar güvenli gibi görünse de günden güne senin üzülmene sebep oluyor.

Bir diğer yandan aslında hayatına aldığın, inişli çıkışlı ilişkin olan o insan da senin gibi bilinçaltında senin gibi aynı çatışmaları yaşıyor. O da ebeveynlerinden aynı duyguları farklı şekillerde görmüş olabilir. Dolayısıyla birbirinize karşı bu çatışmalı hal, ikinizi de bir noktada tatmin ediyor, ama bu tatmin edilen duygular her zaman olumlu duygular olmuyor. Yani sen annen-babanla yaşadığın o git-gelli sevgiyi, bu sefer de partnerinle yaşamaya başlıyorsun. Ve buna o kadar aşinasın ki, ilişki içerisindeyken bunu fark edemiyorsun, bunu göremiyorsun.

5. Toksik Bir İlişkiden Kurtulmak İçin Ne Yapılmalı?

Peki bu karmaşadan nasıl kurtulabilirsin, seni sevmeyen-sana değer göstermeyen o insanla bağını nasıl koparabilirsin?

Bu  tarz ilişkilerin ebeveynlerimizde kurduğumuz dinamikler üzerine şekillendiğini söylemiştim. Bu da senin karşındaki insandan ebeveynlerinden görmek istediğin şeyleri istemene sebep oluyor. Örneğin karşında daha korumacı bir erkek istiyorsun, örneğin karşında daha seni el üstünde tutan bir kadın istiyorsun. Neden? Çünkü görmediğin, eksik kaldığın kısımlar bunlar aslında. Ama sen burada karşındaki insandan bu tarz nitelikler beklerken, şunu unutuyorsun: o senin annen veya baban değil, o senin partnerin. Neden birinden ayrılamıyorum sorununu çözmen gereken ilk kısım da bu nokta.

Karşındaki insanın senin partnerin olduğunun farkında değilsin. Romantik bir ilişkide karşılık ilkesi vardır. Sen ona yatırım saparsın-o sana yatırım yapar. Mesela bir gün sen ona seveceği bir şey yaparsın, bir gün de o senin çok sevineceğin bir sürpriz yapar. Ama sen, karşındaki insanı ebeveyn gibi görmeye başladığında, o zaman tek taraflı bir ilişki yaşamaya başlıyorsun. Sürekli sen ona yatırım yapıyorsun, onun için bir şeyleri düzeltmeye çalışıyorsun, onun hayatını kolaylaştırmaya çalışıyorsun. Ama o senin için bir şey yaptığında, bu senin için inanılmaz değerli oluyor.

Sanki onun yaptığı olması gereken bir şey değilmiş gibi onun yaptığını yüceltiyorsun. Çünkü onun sana yaptığı jestler, ebeveynlerinden alamadığın bir doyumu nitelendiriyor. Mesela bu kişi eşin olsun. Evde en bir şeyler yere düştü ve kırıldı. Eşin gelip sana bunun hiçbir önemi yok, önemli olan sensin gibi bir cümle kurdu.

Eminim bu sende çok büyük bir bağlılığa denk geliyor. Ama senin bunu büyüleyici bir tutum gibi algılamanın sebebi o tutumu daha önce, bakım verenlerinle kurduğun ilişkide görmemen. Bu yüzden sen aslında toksik ilişkilerden kopamıyorsun, bu yüzden sürekli yanlış insanlarla doğru değerleri oturtmaya çalışıyorsun. Çünkü onların yaptıkları ufacık şeylere tutunuyorsun. Dolayısıyla bir ilişki içindeyken, o kişinin ne kadar annene-babana benzediğini, bunun sana nasıl hissettirdiğini, o ilişkinin içerisinde ne kadar kendin gibi olduğunu sürekli sor kendine. Eğer sen öz-farkındalığını geliştirirsen, bulunduğun ilişkinin de güvenli bir alan olmadığını o kadar iyi özümsersin.

Bir diğer yandan romantik ilişki nedir, bu bağın içerisinde neler olur bunu biraz tanımlamaya çalış. Çünkü sağlıklı ilişkinin kodlarını bilmediğin için yaşadığın ilişkinin normal olduğunu düşünüyorsun. Hatta bazen o ilişki içinde bir tartışma olduğunda kendini suçluyorsun-karşındaki insanın hatasız olduğunu düşünüyorsun. Dolayısıyla o bağlayıcı ilişkinin kodlarını biraz kendi içinde sorgulamalısın. Bunu yapmak, içinde bulunduğun ilişkinin ne kadar sağlıklı-ne kadar toksik olduğunu da sana gösterecek.

6. Sonuç: Gerçekten Aşık Mıyım, Yoksa Duygusal Açlığımı mı Gideriyorum?

Bir ilişkide olması gerekenler nedir, ve senin ilişkinde yaşadıkların neler? Bunları yan yana bir teraziye koy. Belki neden beni sevmeyen birinden ayrılamıyorum sorusuna yanıt bulabilmen için bunu da irdelemen gerekiyordur. Olması gereken ilişkide neler vardır: karşılıklı değer, sadakat, güven, saygı, sevgi gibi konular mesela. Peki şuanda yaşadığın ilişkide neler var: örneğin sürekli sen yatırım yapıyorsun diyelim, sürekli sen güzel cümleler kuruyorsun, sadece sen ona saygılısın.

Bunları yan yana koyduğumuzda, olması gerekenler var olan arasında bir uçurum göze çarpıyor gibi. Dolayısıyla, bir ilişkide olması gereken senin için nedir, karşındaki insan bu tanıma ne kadar uygun bunu belirmeye çalış. Bunu yaparken içinden bazen şunu da söyleyebilirsin; evet, bu ilişki bana uymuyor gibi görünüyor, ama yine de hep yanımda, yine de beni bırakmıyor, yine de beni seviyor. Aslında bu her ne kadar doğru görünse de o ilişkinin toksik olmadığı anlamına gelmez. Çünkü sen aslında o içindeki boşluğu dolduran kişiye değil, yaşadığın o duyguya aşıksın. Bu da senin o ilişkide zarar gördüğün şeyleri dahi tolere etmene sebep olabilir. Genellikle “olsun, ama şöyle bir iyi yönü de var” gibi cümlelerle aslında o duygudan vazgeçemezsin.

Dolayısıyla bu teraziyi görmen, yani olması gerekenle yaşadığın şeyleri yan yana koyarak bunu göz önüne getirmen bu yüzden çok kritik.

Beğendiğiniz bedenlere hayalinizdeki ruhları koyup adına aşk diyorsunuz

-Civan Canova (sözün doğruluğunu ve oyunun ismini araştır ve yaz, Ful Yaprağı)