Başarılı olmak, günümüzde en çok konuşulan ama aynı zamanda en yanlış anlaşılan kavramlardan biri. Çoğu insan başarıyı sadece kariyer, para ya da ilişkiler üzerinden tanımlıyor. Fakat gerçek başarı, çok daha geniş bir bakış açısı gerektiriyor. Eğer sen de zaman zaman kendini başarısız hissediyorsan, belki de sorun aslında başarılı olmak kavramına yanlış yerden bakıyor olmandır.
Başarılı olmak, tek bir hedefe ulaşmak ya da bir başkasını geçmek demek değildir. Gerçek başarı, hayatın farklı alanlarında denge yakalayabilmektir. İş, sağlık, ilişkiler, kişisel gelişim… Bunların her biri kendi içinde bir başarı alanıdır.
Eğer sadece iş hayatına odaklanır, diğer kazanımlarını görmezden gelirsen, kendini kolayca başarısız hissedersin. Oysa düzenli spor yapmak, sağlıklı bir uyku düzeni kurmak, iyi dostluklar geliştirmek veya küçük de olsa birikim yapabilmek de başarılı olmak için çok kıymetlidir.
İş yerinde terfi almak ya da yeni bir pozisyona yükselmek elbette ki önemlidir. Ancak terfi alamadığında kendini “tamamen başarısız” ilan etmek, başarı kavramını tek boyuta indirgemektir.
Sevgilisi olan biri kendini başarılı, olmayan birini ise başarısız görmek büyük bir yanılgıdır. Başarılı olmak, sadece bir ilişkiye sahip olmakla değil, sağlıklı ve güvene dayalı bağlar kurmakla ilgilidir.
Her gün düzenli yürüyüş yapmak, yeni bir beceri öğrenmek, daha iyi bir kahve demlemeyi bilmek bile kişisel başarıdır. Küçük görünen bu kazanımlar, aslında başarılı olmak için güçlü işaretlerdir.
Peki, neden bu kadar çok insan kendini başarısız hissediyor? Bunun en büyük nedeni, başarılı olmak kavramını tek bir başlığa indirgemek.
Bir iş arkadaşın terfi ettiğinde, senin de hemen yükselmen gerektiğini düşünmek.
Sosyal medyada gördüğün kusursuz hayatlarla kendi hayatını kıyaslamak.
Başarını sadece “yapamadıkların” üzerinden ölçmek.
Oysa başarılı olmak, başkasının yoluna değil, kendi yoluna odaklanmakla mümkündür.
Sosyal medyanın etkisiyle başarı algımız ciddi şekilde çarpıtılıyor. Orada gördüğümüz mutlu, zengin, kusursuz hayatlar aslında çoğu zaman bir filtre ürünüdür. İnsanlar sadece en güzel anlarını paylaşır. Eğer bunu unutur ve gördüklerimizi “gerçek” kabul edersek, kendimizi başarısız hissetmemiz kaçınılmazdır.
Başarılı olmak, ekran karşısında gördüğün hayatlara özenmek değil; kendi hayatındaki gerçek kazanımları fark edebilmektir.
Başarılı olmak için kendine doğru soruyu sormalısın. Çoğu zaman “Neyi başaramadım?” sorusuna odaklanıyoruz. Bunun yerine “Hayatımda şu anda neyi yoluna koydum?” sorusunu sor.
Daha sağlıklı alışkanlıklar edindin mi?
Zor zamanında yanında olduğun bir dostun oldu mu?
Maddi ya da manevi küçük kazanımlar elde ettin mi?
İşte bunlar, başarılı olmak için en somut kanıtlardır.
Başarılı olmak, başkasının hayatıyla kıyaslama yapmak değil, kendi yolunda ilerleyebilmektir. Küçük ya da büyük fark etmez, her kazanım seni ileriye taşır.
Unutma:
Hayat tek bir düz çizgiden ibaret değildir.
Herkesin başarı yolculuğu farklıdır.
Küçük adımlar da büyük başarıların temelidir.
Başarılı olmak için önce kendi hayatındaki ilerlemeleri görmeli ve onları sahiplenmelisin. Gerçek başarı, işte tam da burada başlar.