Blog Ayrıntıları

Başarılı İnsanlar Bunu Çok İyi Uygular

Başarılı İnsanlar.. Açıkcası bu blog yazısında biraz başarı hakkında bir şeyler söylemek istiyorum. Çünkü be bu kavramın gittiği yönü çok doğru bulmuyorum.

Yani çevremde şu sıralar kime sorsam kendini başarısız olarak tanımlıyor, tabii ki “ben başarısız” diye söylemiyor ama hiçbir şeyi yoluna koyamadığını, sürekli yanlış kararlar verdiğini söylüyor. Veya bir başkası da iş yerinde bir arkadaşının kendisinden daha hızlı şekilde yükseldiğini söylüyor. Yine bir başkası onun sevgilisi var, benim neden sevgilim yok diyor. Aslında bunların hepsi de altta “ben başarısız bir insanım” alt metnini vurguluyor.

Peki gerçekten böyle mi? Yani bu kadar çok insanın istediği bir şeyi henüz elde edememesi, veya bir başkasına kıyasla kendini daha geride tanımlaması, gerçekten onu başarısız yapar mı? Tabii ki hayır, yapmaz. Ama o zaman neden bu insanlar bunu başarısız olarak tanımlıyor?  Bunun da cevabı çok basit: başarıyı tek bir başlıkla ele almaya çalışıyorlar da ondan.

Mesela hayatının şuandaki gündemi kariyer diyelim, senin ana başlığın tabii ki çalıştığın yerde daha yüksek bir noktaya konumlanmak olacaktır. Ama kritik nokta şu: bir başkası yükseldiğinde ve sen yükselmediğinde sen kendini tamamen bitik ve başarısız hissediyorsan, işte burada bir sorun var demektir. Veya onun sevgilisi var benim neden yok demek ki bende bir şeyler eksik diyorsan işte burada bir sıkıntı var demektir.

Peki hocam burada neden bir sıkıntı olsun, yani adamın sevgilisi yok tabii ki de morali bozuk olacak diye soruyor olabilirsin. Burada altını çizdiğim nokta bu insanın sevgilisi olmaması değil, sevgilisi olmadığında kendini başarısız hissetmesi. Çünkü burada o kişi hayatındaki her şeyi bir noktaya bağlı tutuyor. Yani sevgilisi olursa her şey tamam olacak gibi bir rüya içinde yaşıyor veya iş yerinde o terfiyi kendisi alsa o an her şey tamam olacak, fakat alamadığı için dünyası yıkılmış, tamamen hayatta kaybetmiş gibi bir role bürünüyor.

İşte bu videoyu tam olarak bunun için çekiyorum. Henüz başaramadığımız şeylerin bizi tamamen başarısız yapmayacağını hem naçizane hatırlatmak, hem de göstermek istedim. Çünkü Başarılı İnsanlar bunu asla unutmuyor.

Şunu fark etmemiz gerekiyor: Hayat, tek bir düz çizgiden ibaret değil. İçinde onlarca farklı yol, yüzlerce farklı istikamet barındırıyor. Biz de şu günlerde sıklıkla bu yüzlerce yolun sadece bir koluna takılıp, diğer tüm yolları, o yollardaki ilerleyişimizi görmezden geliyoruz.

Mesela, iş yerinde terfi alamamış olabilirsin. Tamam, senin kariyer başlığında şu an için istediğin bir şey olmamış olabilir. Peki ya diğer başarı başlıkların? Belki her gün yürüyüş yapma alışkanlığı edindin, bu harika bir başarı! Aile ilişkilerin, arkadaşlıkların? Belki bir arkadaşının zor zamanında yanında olabildin, bu, bir terfiden çok daha değerli bir başarı.

Yani başarı dediğimiz şey aslında hayatımızdaki tüm bu başlıklardaki ilerlemelerin toplamıdır. Biz ise maalesef sadece bir tanesine odaklanıyoruz, hatta ona da gerçekleşmediği zaman odaklanıp, diğer tüm kazanımlarımızı sıfırlıyoruz. Yani kendimizi sıfırlıyoruz.

Peki bu yanlış odağı nasıl düzelteceğiz? Aslında cevap çok basit: Kendine şu soruyu sormanı istiyorum: “Şu anda hayatımda neyi yoluna koydum?” Cevap vermekte zorlanıyorsan, işte sorun orada. Çünkü demek ki sen sadece “neyi yoluna koyamadım” sorusuna odaklanmışsın.

Ama emin ol, hayatında şu anda yolunda giden mutlaka bir şeyler vardır. Belki uyku düzenin daha iyidir, belki çok güzel kahve yapmayı öğrenmişsindir, belki birikim yapmışsındır, belki de sadece bugün yatağını toplamışsındır. Küçük ya da büyük, fark etmez. Bütün bu küçük şeyler, seni sen yapan ve aslında başarılı bir insan olduğunu gösteren kanıtlardır.

Kendini başka birinin hayatıyla, kariyeriyle, ilişkisiyle kıyasladığın an, kendi hayatındaki o güzel başlıkları çöpe atmış olursun.

Bir diğer yandan da teknolojik gelişmelerle birlikte herkesin filtreli şekilde kullandığı sosyal medya hesaplarının da bunda birçok payı var. Yani sosyal medyayı her açtığımızda insanların aşırı mutlu, aşırı zengin, aşırı güzel yerlerde gezdiğini görüyoruz. Dolayısıyla bizde de demekki sıkıntı bizde gibi bir sonuç beliriyor. Ama emin olun öyle değil. Sosyal medyanın en toksik tarafı orada olan birçok şeyin aşırı filtreden geçmiş şekilde servis edilmesi.

Yani insanlar en güzel çıktıları hallerini, gittikleri güzel yerlerde paylaşmak istiyor doğal olarak. Burada o fotoğrafın bu şekilde oraya atıldığını kendimize hatırlatırsak, yani insanların her gün her gün bunu yapamayacaklarını varsayarsak bu imkansız ( tabii çalışmak hayatlarında bir yer kaplamıyorsa orası ayrı). Dolayısıyla bunlara bakıp da kendimizi yine başarısızlık, yetersizlik gibi başlıklara hapsetmememiz gerekiyor.

Aslında çok da uzatıp sıkıcı hale getirmek istemiyorum. Şu günlerde tespit ettiğim bir noktayı bu şekilde ele almak istedim. Çünkü başarıyı ve başarılı insanlar çerçevesini gerçekten doğru şekilde ele almak gerektiğini düşünüyorum.

Belki bunu bir seri haline de getirebilirim, neden olmasın! Şimdilik bu kadar, kendinize iyi bakın!

Bizi sosyal medyada takip edin:
YouTube | Instagram | Spotify | WhatsApp TikTok