Blog Ayrıntıları

Aşk Acısı Nasıl Geçer?

Biten bir ilişkinin ardından aklımıza gelen en büyük soru şudur: Ayrılık acısı nasıl geçer? Belki kalbinde bir sızı hissediyorsun, belki hayatın anlamsız olduğunu, onsuz yaşamanın çok zor olduğunu düşünüyorsun. Bazen bu acı kısa sürede azalır, bazen ise uzun süre bizimle kalır. Ancak şunu bilmelisin ki, aşk acısı bir süreçtir ve her sürecin bir başlangıcı ve bir sonu vardır. Bu yazıda, bu süreci daha sağlıklı ve konforlu geçirmen için neler yapabileceğini konuşacağız.

Aşk Acısı Nasıl Geçer?

1-Acını Bastırma, Yaşa ve Kabul Et

Bu sürecin ilk adımı acını bastırmaman. Bir ilişki bittikten sonra genellikle insanlar o acıdan kaçmaya çalışır. “Güçlü olmalıyım, güçlü durmalıyım, kimse için üzülmeye değmez” diyerek aslında o acıyı bir miktar daha öteler. Ama bu kaçış, aslında senin iyileşme sürecini uzatmaktan başka hiçbir işe yaramaz. Çünkü sen o acıyı ne kadar derine gömsen de o seni rahatsız etmeye devam eder.

Bunu söylediğim üzgünüm ama o acıyı çekmen gerekiyor, o acıyı yaşaman gerekiyor. Nasıl ki elin bir yere çarptığı zaman, o acıdan hemen kurtulamıyorsun ve krem sürerek geçmesini bekliyorsun, burada da aynı durum geçer.

Özetle duygularını bastırmadan, üzüntülerini ötelemeden, yaşayabildiğin ölçüde bu üzüntüyü ortaya çıkarman gerekiyor. Çünkü bu aynı zamanda bir yas süreci, nasıl ki hayatımızda önemli birini kaybediyorsak, burada da aynı durum söz konusu. Bir daha o insanın hayatında olmayacak olması gibi bir trajedi yaşıyorsun burada da. Peki duygularını nasıl daha iyi dışarı vurabilirsin? Bu noktada ne hissettiğini, bu ayrılığın sende hangi duyguyu uyandırdığını kağıda dökmen gerekiyor.

Belki ona çok öfkelisin, çok kızgınsın, nasıl benden ayrılır diyorsun. Bunları kendi içinde düşünerek sadece kendini kemiriyorsun bunu unutma. O öfkeni dışarı atabildiğin ölçüde iyileşeceksin. Duyguları dışavurmanın yolu da aslında herkesten herkese değişir. Bazıları bunu yazarak yapabilir, bazıları acılarını anlatarak yapar. Sen de sana iyi gelen şeyi yaparak bu duygularını örtbas etmeden, üzerine toprak atmadan dışarıya çıkar.

2-Onu İdealize Etme, Gerçeklerle Yüzleş

İkinci olarak bir romantik ilişki bittikten sonra, aşk acısı çektiğimiz dönem, genellikle zihnimiz o insanı idealize eder, yani o insanın sadece iyi yönlerini hatırlatır bize. Belki zihninde “ayrıldık ama onun şöyle de iyi bir özelliği vardı, ama beni asla yalnız bırakmıyordu, çok güvenilir bir insandı” şeklinde düşünceler vardır. Ama unutma ki beyin bu noktada bizi yanıltabilir. Her şey o kadar harika olsaydı o ilişki zaten bir şekilde devam ediyor olurdu, demek ki her şey o kadar da yolunda gitmiyordu. Demek ki o ilişki içerisinde fark edemediğin çatlaklar vardı ve zamanla o çatlaklar büyüdü.

Ayrıca bu şekilde düşünmek, onun sürekli iyi yönlerini kendine hatırlatmak bir süre sonra senin kendine kızmana sebep olabilir. Hatta bu düşünceler sonucunda “demek ki sorun bende, demek ki ilişkiyi yürütemeyen insan bendim” gibi bir çıkarım bile yapabilirsin. Ama bu düşünceyi ortaya çıkaran şeyin o insanı idealize etmen olduğunu aklından çıkarmaman gerekiyor.

Sonuçta sen o ilişkiyi kendi kendine yaşamadın, iki kişiydiniz. İlişkide bir sorun varsa bu iki kişinin de bir şeyleri iyi yönetememesinden kaynaklı olur. Bu noktada zihnine gerçekçi bir bakış akışı kazandırman gerekiyor. O insanı sadece iyi yönleriyle değil de, bu ilişkiyi bitirmenize sebep olan yönleriyle de hatırla: yani paketin tamamına bak.

Bunun yanında sürekli sana kattığı iyi şeyleri değil, senden götürdüklerini de aklına getir. O insanın sana güven veren, seni kapsayan birçok iyi özelliği olabilir, ama bu finalde, yani şuanda üzüldüğün gerçeğini değiştirmiyor. Dolayısıyla sürekli onun iyi ve harika yönlerini aklına getirip zihninde bu durumun sana vermesine engel olabilirsin.

Ayrıca bu aşk acısı sürecinde sen yalnızca kendine odaklan. “Acaba o ne yapıyor, üzülüyor mu, hayatına kaldığı yerden devam mı ediyor?” Gibi düşüncelerinin seni ele geçirmesine izin verme. O ilişki yaşandı ve bitti, sen de şuanda ilişki sonrası yas sürecindesin, kalbindeki o duygulara veda ediyorsun. Dolayısıyla kendi hayatını inşa etmeye, kendi rotanı korumaya odaklan. Belki de hayatında bir şeyleri değiştirmen gerekiyordur, belki de yeni bir bakış açısı kazanmaya ihtiyacın var. Hayatımızda bir şeyleri değiştirmekle ilgili bir video çekmiştim, ayrıca ona da bakabilirsin.

3-Duygusal Bağdan Kopmak İçin Kendine Veda Etme Alanı Yarat

Hayatta aldığımız her karar bir vazgeçiştir. Ayrılık ve aşk acısı da öyle aslında. Sen ayrılma kararıyla, ilişkiyi bitirme kararıyla o ilişkiden vazgeçiyorsun. Ama vazgeçtiğimiz şeylerin de duygusal yükleri bir süre daha bizimle kalır. O yüzden bu duygusal yüklerden yavaş yavaş kopman gerekiyor. Zaten acı çektiğin şey, bu bağın kopması ve senin bundan tam olarak vaz geçemiyor oluşun. Buna da aşk acısı diyoruz. Peki neden bu bağdan vazgeçemiyorsun?

Çünkü her sabah günaydın mesajı almayacaksın, artık belki boş vakitlerinde yazacağın biri orada olmayacak. Bir süre hayatının her noktasına yayılan o kişinin boşluğu oluşacak ve bunu hissedeceksin. Dolayısıyla o duygusal kopuşu yaşaman gerekiyor, veda etmen gerekiyor. Tabii bu bir anda, yaptığında bitecek bir şey değil. Bunu her gün azar azar yapman gerekiyor.

Mesela bir veda mektubu yaz, “artık hayatımda olmayacaksın, bu bana şöyle hissettiriyor, şöyle güzel günler geçirmiştik” gibi başla, oraya içinden gelen her şeyi yaz, öfkeni yaz, pişmanlığı yaz, sevgini yaz, hayat planını yaz, sonunda da tüm bunlar için sana teşekkür ederim” gibi sonla veda et. Ve bunu bir anda değil de her gün azar azar yap. Gün geçtikçe o yazılar artık azalmaya başlayacak, çünkü o insana olan duygusal yüklerinin azaldığını hisseceksin ve o duygulardan da kendini arındırmış olacaksın.

4-Aşk Acısı Bir Son Değil, Yeni Bir Başlangıçtır

Ayrılık yaşayan insanlar aşk acısı ve bu duygunun birçok şeyin sonu gibi düşünür. “Ayrık hayatıma kimseyi alamam, kimseyi onun gibi sevemem, her şey onunla güzeldi” gibi düşüncelerle boğulur. Ama burada önemli olan, bu düşüncelerin gerçeklikten uzak olması. Buradaki bakış açını değiştirmezsen, o girdabın içinde sürüklenirsin.

Hayır, aşk acısı bir son değil, aksine yeni bir başlangıçtır. Birinden ayrılmış olman, hayatının devam etmediği anlamına gelmiyor. Belki daha iyi anlaşacağın, seni daha iyi anlayan birçok insan çıkacak hayatına, bunu bilemezsin. Ama sen önceki ilişkilerini düşünürsen, sürekli o anılarla yaşarsan geleceğe karşı da ümitsizlikle yaşamaya başlarsın. Bu da senin bugününü etkiler. Dolayısıyla bunun farklı bir başlangıç olduğunu kendine sürekli hatırlat.

Tabii ki sadece bu kadar değil. Ayrıca o insan hayatına girmeden önce günlerinin nasıl geçtiğini hatırla, o zaman ayrıldığın kişi hayatında yoktu ve sen yine de hayatına devam ediyordun. O zaman da hayatında bir şeyler yapıyordun. Geçmişteki seni hatırla, o zaman kimdir, neler yapardın, nelerden zevk alırdın?

Bunları tekrar hayatına almaya çalış. O zamanlardaki güçlüklerle başa çıkan yanını gözlerinin önüne getir. Unutma ki o insan yokken de sen vardın, o insandan sonra da sen olmaya devam edeceksin.

Sonuç olarak, bir psikolog olarak şunları söylemek istiyorum; aşk acısı geçici bir duygudur. Bu süreci doğru adımlarla atlattığında, kendini daha güçlü ve özgür hissedeceksin. Unutma, her ayrılık yeni bir başlangıçtır. Eğer sana bu süreçte iyi geldiğini düşündüğün şeyler varsa yorumlarda paylaşabilirsin. Ve umarım ki çok güzel bir hayat seni bekliyordur, kendine iyi bak.