Aşağılık kompleksi, birçok insanın merak ettiği bir ruhsal zorlanmadır. İşte sana tüm detaylar ve çözüm yolları!
Hani bazı insanlar vardır ya..
Ne kadar çabalasalar da kendilerini bir türlü yeterli hissedemezler.
Sanki ne yaparlarsa yapsınlar, hep bir eksiklik duygusu peşlerini bırakmaz.
Asla diğer insanlar kadar başarılı, etkileyici ya da ‘normal’ olamayacaklarını düşünürler.
Ve sırf bu yüzden bir arkadaş ortamında daha sessiz kalırlar, konuşmaktan çekinirler…
Yani içten içe, ‘Ben yeterli değilim’ düşüncesiyle kendilerini geri planda tutarlar.
Eğer sen de zaman zaman böyle hissediyorsan, bu duyguların bir adı var: Psikolojide buna ‘aşağılık kompleksi’ deniyor.
Aşağılık psikolojisi aslında kişinin kendini sürekli yetersiz, değersiz ve diğer herkesten daha aşağı görmesi durumudur. Burada kritik mesela şu: bu durumu yaşarken aslında bunu gerçeklerden bağımsız şekilde düşünürsün. Yani kendini diğer insanlardan aşağı görecek belki hiçbir somut gösterge yoktur, ama sen içten içe yine de “insanlar benden daha iyi-asla onlar gibi olamayacağım-acaba içten içe bana gülüyorlar mı” diyerek kendini o an sanki oraya layık değilmiş gibi hissedersin.
Veya sürekli kendini diğer insanlarla kıyaslarsın: “Onlar bunu yapabiliyor ben yapamıyorum-onlar benden her konuda yetenekli-benden daha sosyal”. Finalde de bu düşüncelerin sonucunda kendini sürekli dipteymiş gibi hissedersin.
Aslında herkes ama herkes hayatta bir noktada kendini yetersiz hisseder, bir şeyleri başaramamış hisseder. Ama aşağılık kompleksi sürekli bir durumdur. Yani bunu her ortamda, her insanın yanında, her an hissedersin. Aşağılık kompleksinin en sinsi yanı da şu aslında: sen kendini olduğudan daha küçük görürken, diğer herkesi de olduğundan daha büyük görüyorsun.
Peki aşağılık kompleksi neden kaynaklanıyor, neden bu durumu yaşıyoruz? Belki biraz klasik olacak ama bunun kökeninde çocukluk çağında yaşadığın aşağılanma-yetersiz ve değersiz hissettirilme gibi durumlar yatıyor. Tüm bunlar da senin benlik saygını zedeliyor.
Sürekli başkalarıyla kendini kıyaslamak
Her ortamda kendini geri planda tutmak
Sessiz kalmak, konuşmaktan çekinmek
Takdir gördüğünde bunu küçümsemek
Başarıyı küçümsemek veya kendine yakıştıramamak
Aslında aşağılık kompleksini insanlar iki şekilde yaşıyor: bazı insanlar şuana kadar anlattığım tarafıyla, yani kendini aşağıda görerek yaşıyor. Bazı insanlarda da tam tersi bu yaraları kapatmak için üsttenci bir bakış oluşuyor. Mesela bunu yaşayan insanlar arkadaşının bir başarısına karşı “ben onun yerinde olsam daha iyisini yapardım” diyerek zihninde aşağı çeker, veya birinin gerçekten iyi yaptığı bir sporu “ben onun kadar oynasam şimdi bu işin piri olmuştum” der. Böylece kendi içsel yaralarını hep bu travmayı tekrar tekrar yaşayarak onarmaya çalışır.
Peki aşağılık kompleksi nasıl geçer? Bunun için neler yapabiliriz?
Aslında ilk kural şu: aşağılık kompleksinde gün içerisinde hep kendini aşağı görüyorsun ya, işte tam da bunu yapmayı bırakman gerekiyor. Yani herkes senden her konuda daha iyi olamaz, bu imkansız. İşte tam burada yanılgı başlıyor.
Dış dünyayı dikkatle izliyorsun ama aynı dikkati kendine yöneltmiyorsun. O yüzden de kendi güçlü yönlerin, başarıların gölgede kalıyor. Dolayısıyla da hep diğer insanların iyi özellikleri gözüne çarpıyor. Ve finalde de başlığın “ben onlar kadar iyi değilim” oluyor. Hayır aslında öyle bir şey yok, senin de kendine has özelliklerin var.
Bu noktada da kendi özelliklerini-iyi yönlerini kabul etmen gerekiyor. Bunu net bi şekilde görmekte zorlanıyor olabilirsin, bunları kendine sıralarken kendini çok pollyannacı gibi görüyor olabilirsin. O zaman da çevrende çok güvendiğin bir insana sor bunu, iyi ve güçlü yönlerini sıralamasını iste.
Yani burada “sen harikasın-uçarsın-kaçarsın” gibi bir şey söylemek istemiyorum. Tabii ki herkes gibi-hepimiz gibi senin de zayıf yönlerin vardır. Ama burada üstünde durduğumuz nokta, bu zayıf kaslarının seni komple eksik veya diğer insanların yanında aşağı bir konuma koymadığı. Özetle biraz paketin tamamına bakmaya çalış. Bunu fark ettiğinde aslında aşağılık kompleksinin bir senaryodan ibaret olduğunu sen de göreceksin.
Aşağılık kompleksinin insanlarda yarattığı en zor şey ne biliyor musun, insanların kendilerine aşırı derecede acımasız davranmalarıdır. Yani sanki en küçük bir hatada bile tüm değerini kaybetmiş gibi hissedersin. Çünkü bu kendini aşağı görme durumuyla birlikte kendine o kadar üst hedefler belirlersin ki; sonra bunlara ulaşamadığında da bu hedeflerin altında ezilirsin. Finalde de yine kendine “ben başarısızım-hiçbir şeyi doğru yapamıyorum” dersin.
Dolayısıyla kendine daha esnek ve daha anlayışlı davranmayı bir noktada öğrenmen gerekiyor. Mesela eminim ki bir hata yaptığında kendini aşırı derecede sert eleştiriyorsundur, peki bunu çok sevdiğin bir arkadaşına-bir dostuna yapıyor musun? Bunu düşün lütfen. Ona gösterdiğin o anlayışı kendine neden gösteremiyorsun, çünkü kendini yargılamaya o kadar çok alışmışsın ki, hiçbir şekilde iyi bir yönünü göremiyorsun. Bir başarı elde etsen bile bunun tesadüf eseri olduğunu düşünüyorsundur.
Veya aşağılık kompleksi yaşayan insanlarda takdir gördüğünde bunu kabul etmeme davranışını da çok fazla görüyorum. Mesela bir arkadaşın sana ne kadar güzel göründüğünü söylemiştir, veya bir işi ne kadar hızlı bitirdiğinle ilgili seni takdir etmiştir. Ama sen o iltifatı kabul etmezsin ve bunda zaten bir şey yoktu diyerek kendi yaptıklarını küçümsersin.
Aslında bunu diğer insanlardan değil, senin kendi kendine de yapman gerekiyor. Bir işi güzel mi yaptın, o gün harika mı görünüyorsun veya o gün birinin sorununu mu çözmesine yardımcı oldun: bunlar için kendini kutlamayı öğren. Çünkü sen kendini takdir etmediğinde, kendine iltifat etmediğinde diğer insanlardan bunu görsen de buna yabancı olduğun için o iltifatları kabul etmemeye devam edeceksin. O yüzden kendine esnek olmak için çabala biraz: bu senin kendine daha adil davranmanı da sağlar. Ayrıca bu konuyla ilgili “kendimizi nasıl severiz” diye çok detaylı bir video da çekmiştim: istersen ona da bakabilirsin.
Aşağılık kompleksini yenmenin bence en önemli noktalarından biri de başarının tanımını yeniden yapmaktan geçiyor. Yani sen kendini o kadar sorunlu olarak tanımlıyorsun ki, sadece muhteşem başarılar yakaladığında bu aşağıda hissetme duygusunun gideceğini düşünüyorsun..
Mesela yüksek bir maaş almak, toplum tarafından onay gören bir ünvana sahip olmak ya da insanların vaov diyerek hayranlıkta baktığı bir hayat yaşamak gibi. Ama bunlara ulaşmak aslında hiçbir şeyi çözmeyecek. Neden biliyor musun? Çünkü o zaman da bu başarıya ulaştığım için bu başarıyı normalleştireceksin ve zaten bunu herkes yapardı diyeceksin.
Dolayısıyla aslında bu duygunun gitmesi için başarının senin için tanımını değiştirmen gerekiyor. Başarı bazen bir sınırı aşmaktır, bazen bir korkunun üstüne gitmektir, bazen sadece devam etmektir bazen de kendine keyif alabileceğin alanlar yaratmandır. Gördüğün gibi bunların hiçbirinde öyle yüksek veya olağanüstü durumlar yok. Tabii belki de başarıyı bu şekilde tanımlamanın sebebi geçmişten bir travmada yatıyor olabilir. Ama toplumun, ailenin ya da sosyal medyanın sana sunduğu tanımlar yerine, senin mutlu olduğun ve esnek bir başarı tanımı oluşturman gerekiyor.
Belki de başarının senin için anlamı; sağlıklı kalmak, duygularını yönetebilmek, insanlarla gerçek ilişkiler kurabilmek ya da kendinle barış içinde yaşamak olabilir.
Dolayısıyla kendi başarı kriterlerini yeniden belirlediğinde, aslında düşündüğünden çok daha güçlü olduğunu da fark edersin. Ve bu farkındalık da o aşağıda hissetme duygusunun etkisini azaltır.
Unutma, aşağılık kompleksi bir karakter özelliği değil; öğrenilmiş bir düşünme biçimidir. Ve her öğrenilmiş düşünce, zamanla değiştirilebilir. Kendini tanımaya, kendine dürüst olmaya ve içindeki değeri fark etmeye başladığında bu duygunun seni yönetmesine izin vermezsin. Her gün küçük bir adım bile atsan, bu sürecin seni çok daha sağlam bir yere taşıyacağını bil.
Sen aslında eksik değilsin. Sadece zaman zaman unutuyorsun ve bu videoyu da bunu hatırlaman için çektim.
Umarım her şey senin için çok güzel olur…