Sevildiğimi nasıl anlarım diye soruyorsan zihnin iliki konusunda epey karışık olmalı. Biri sana ‘Seni seviyorum’ diyor, ama sen kendi içinden “Gerçekten beni seviyor mu, ya yalan söylüyorsa, ya sadece inanmak istediğim şeylere inanmak istiyorsam?” Diye düşünüyorsun.
Yani karşındaki insanın sevgisinden emin değilsin ve bu da senin zihninde sürekli dönüp duruyor, sürekli sevildiğine dair kanıtlar arıyorsun. Eğer böyle bir düşünce senin zihnini sardıysa, hayatını etkiliyorsa, bu video bu düşüncenin neden kaynaklandığını ve neler yapman gerektiğinden bahsedeceğim. Gerçekten kendi iç dünyanı daha iyi tanımak istiyorsan, ilişkilerinde daha güvenli hissetmek istiyorsan, sonuna kadar izlemeni öneririm.
Sevilmek.. Bu sadece birinin ağzından çıkan kelimelerle ilgili değildir aslında. Bu bir deneyimdir. Yani biri seni sevdiğini söyleyebilir, duygularıyla seni kapsayabilir, ama sen onun yanında kendini güvende hissetmiyorsan, değerli hissetmiyorsan, olduğun gibi kabul edilmiş hissetmiyorsan o sevgi senin kalbine ulaşamaz ve orada hep bir boşluk hissedersin. Ama bu noktada bireysel olarak senin sevgiye nasıl yaklaştığın ve onu nasıl algıladığın da çok önemli.
Herkes sevgiyi farklı şekilde algılar; birisi için “seni seviyorum” cümlesi çok yeterlidir mesela, o insan bu sözle sevildiğini hisseder. Biri içinse sözlerden ziyade davranışlar daha önemlidir. Aslında hepimizin bu şekilde sevgiyi farklı algılamasının sebebi özellikle çocukluk döneminde ebeveynlerimizle-bakım verenlerimizle kurduğu kurduğumuz ilişkinin farklı dinamikler barındırıyor olmasından kaynaklanıyor, işte bu yüzden biz sevgiye farklı şekilde yaklaşıyoruz. Sevildiğimi nasıl anlarım sorusunun tam cevabı için bunu biraz açalım.
Örneğin: Eğer çocukluk dönemini koşulsuz bir sevgiyle geçirmişsen, büyüdüğünde de birinin seni sevdiğine inanman daha kolay oluyor. Neden, çünkü aslında bu şekilde dünyayı daha güvenli algılıyorsun, sevgiye karşı daha güvenli bir bölge olarak yaklaşıyorsun.
Ama eğer sadece uslu durduğunda sevgi görüyorsan, yaramazlık yaptığında daha çok ceza yöntemiyle bir çocukluk geçirmişsen o zaman birinin seni gerçekten sevdiğine ikna olamıyorsun. Düşünsene şunu duyarak büyümüşsün çünkü: “başarılı olursan seni daha çok severim”-“uslu bir çocuk olursan sana sarılırım”..
Yani bir koşul var, yerine getirilirse sevgi görüyorsun. Bu senin zihnine o kadar işliyor ki bugün bile sevildiğine inanmakta zorlanıyorsun. Sürekli “ya rol yapıyorsa, ya bir gün vazgeçerse, bende ne buldu ki” gibi şeyler düşünürsün. Veya geçmişinde bir ihmal varsa, aldatılma veya hayat kırıklığı varsa sevgiye şüpheyle yaklaşırsın.
Öncelikle bu noktada şunu hatırlaman gerekiyor: bu düşünceler tamamen senin dünyayı anlayış biçiminde ilgili. Burada bir bozukluktan veya herhangi bir virüsten bahsetmiyoruz: tamamen duygusal haritanın geçmişte nasıl çizildiğiyle ilgilidir.
Peki o halde birinin bizi gerçekten sevdiğinden nasıl emin olabiliriz, geçmiş yaralarımızı nasıl bu denklemin dışında tutabiliriz? Sevildiğimi nasıl anlarım sorunun cevabı hemen aşağıda!
Geçmiş travmalar aslında bugün kim olduğumuzu belirliyor. Ama bu travmalarla birlikte sevildiğimizi gerçekten anlamamız için bunu kendimize kanıtlamamız da gerekiyor.
Bunun en büyük işaretlerinden birincisi de sürekli ilgiden ziyade tutarlı bir ilgi görmemiz. Yani sevginin tanımına göre bazı insanlar sürekli ilgi ister. Mesela yarım saat geç gelen bir mesaj bile bu insanları korktulabilir. Biraz önce bahsettiğim çocukluk döneminde koşullu ilgiye sahip insanlardır bunlar.
Belki sen bunu yaşıyorsun, hemen yanıt alamadığında o insanın gitmiş olduğunu veya sana ihanet ettiğini düşünüyorsun. Ama burada kritik nokta aslında o insanın sürekli ilgisini beklemekten ziyade gerçekten tutarlı ilgisine dikkat etmen. Yani belki sadece senin çok mutlu olduğun günlerde o insan yanındadır ama üzgün olduğunda, bir sorunun olduğunda yanında değildir.
Veya diğer insanların yanında sana karşı tavırları değişiyordur. Böyle durumlarda sen kendini değerli hissedemezsin. Dolayısıyla o insanın istikrarlı şekilde senin yanında olması çok kıymetli.
Sevildiğimi nasıl anlarım sorusunun ikinci kanıtı da yanında filtresiz şekilde bulunduğun insanlar olmalı. Yani o insanın yanında duygularını rahat ifade ediyorsan, çekinmiyorsan, yargılanmıyorsan, ağladığında utanmıyorsan veya sustuğunda bile karşındaki insan tarafından fark ediliyorsan aslında orada bir sevgi var demektir.
Çünkü birçok insan sevginin yalnızca personalarla-yani dışarıya yansıttığımız kimlikle ilgili olduğunu düşünür. Finaldede şunları yaparsam sevilirim, şunları yaparsam sevilmem gibi bir ayrımı ortaya çıkarır. Bu da aslında o insanın yanında filtre uygulamak demektir.
Yani o insanın sana değil, senin yaratttığın personaya aşık olduğunu gözden kaçırıyorsun. Ama gerçek sevgi zahmetsiz ve beyazdır; oraya herhangi bir filtre uygulamana gerek yoktur. Sen olduğun için sevildiğin bir odanın içindesindir. Bunu aklından çıkartma.
Sevildiğimi nasıl anlarım sorusunun üçüncü kanıtı da bir insanın, seni sen yapan özellikleri de sevmesidir. Yani o insanın seni kontrol etmeye çalışmıyor olması, hayır dediğinde buna saygı duyması bunun en büyük göstergesidir. Senin kendine has bazı zorlayıcı özelliklerin olabilir, ama bu seni sen yapan bir şeydir.
Eğer sen bu özelliğini seviyorsan bundan vazgeçmek zorunda kalmazsın. Seni gerçekten seven biri senin sınırlarını darmadağın etmeye çalışmaz. Aksine seni kalbine olduğun tüm özelliklerinle kabul eder. Sana uyum sağlamaya çalışır, seni kontrol etmeye çalışmaz. Çünkü kontrolün sevgiyle bir ilişkisi yoktur.
Kontrol dediğimiz şey işin tamamen taksit tarafıdır. Bu yüzden sınırlarına saygı duyan ve yanında gerçekten özgür ve konforlu hissettiğin biri varsa bu senin için sevginin en net kanıtlarından birini oluşturur.
Sevildiğimi nasıl anlarım sorusunun en önemli kanıtlarından biri, yanındaki insanın zorlu zamanlarda da seninle kalıp kalmadığıdır. Hayat bazen içinden çıkılmaz hale gelebilir. Belki çok streslisin, kaygılı bir dönemden geçiyorsun ya da iş hayatında ciddi sorunlar yaşıyorsun. İşte tam da böyle anlarda, karşındaki kişi seni yalnız bırakmıyorsa, aksine bu zorluklarla başa çıkman için sana destek oluyorsa, bu gerçek bir sevgidir.
Çünkü seni sadece “en iyi” halinle değil, “gerçek” halinle de seviyordur. Sevildiğimi nasıl anlarım diye soruyorsan bu noktaya bilhassa dikkat etmelisin. İdeal koşullarda değil, hayatın tüm iniş çıkışlarında da yanında duruyordur. Seni yargılamadan, kaçmadan, yük olarak görmeden oradadır. Ama bir sorun çıktığında arkasına bakmadan gidiyorsa, burada gerçek bir sevgiden söz etmek ne yazık ki çok zor.
Gerçek sevgi, yalnızca güzel anları paylaşmak değil, zor zamanlarda da el ele kalabilmektir. Bazen hayat seni ciddi anlamda yorar. Kendini yetersiz, dağılmış ya da kırılgan hissedebilirsin. Böyle anlarda seni gerçekten seven biri, seni düzeltmeye çalışmaz. Sadece seni olduğun gibi kabul eder ve “Ben buradayım” der. O kişinin varlığı bile sana iyi gelir. Çünkü artık bilirsin: Sevgi sadece bir söz değil, yanında oluştur.
Sevildiğimi nasıl anlarım sorusunun bir diğer kanıtı, karşındaki insanın ilişki için gösterdiği somut çabayı fark edebilmendir. Sevgi sadece hissedilen bir duygu değildir; aynı zamanda bir davranış biçimidir. Yani karşındaki kişi seni sevdiğini söylüyorsa ama bu sevgi hiçbir emekle desteklenmiyorsa, o zaman zihninde soru işaretleri oluşması çok doğal. Gerçek bir sevgi, sadece güzel sözlerle değil, davranışlarla da kendini gösterir.
Şunu kastediyorum: O kişi senin ihtiyaçlarını gözetiyor mu? Senin hassasiyetlerini anlamaya çalışıyor mu? Sadece kendi rahatını mı düşünüyor, yoksa seninle birlikte ortak bir alan oluşturmak için çaba sarf ediyor mu?
Bazen bu, seninle daha çok vakit geçirmek için işlerini ayarlamasıdır. Bazen de seninle daha derin bağ kurmak için kendi iletişim tarzını geliştirmeye çalışmasıdır. Zaman zaman da sadece seni mutlu etmek için küçük bir not bırakması, sürpriz bir kahveyle gelmesi ya da senin değer verdiğin bir konuyu önemseyerek dinlemesidir. Bunların hiçbiri büyük jestler olmak zorunda değil; önemli olan senin için çaba göstermesi, yani “Ben seni önemsiyorum” mesajını tekrar tekrar davranışlarıyla vermesi.
Çünkü ilişki bir yoldaşlıktır ve bu yolda tek taraflı yürünemez. Eğer hep sen fedakârlık yapıyor, hep sen affediyor, hep sen uğraşıyorsan bu bir sevgi değil, bir dengesizliktir. Gerçek sevgi iki kişinin de birbirini büyütmesiyle, birlikte bir alan oluşturmasıyla mümkündür. Bu yüzden senin için mücadele eden, ilişkiyi güçlendirmek için çaba sarf eden biri varsa… işte bu, o sevginin en somut kanıtlarından biridir. Sevildiğimi nasıl anlarım sorusunun bir cevabı da budur.